Dünya psikoloji tarihine yön vermiş, kuramları ile ruh sağlığı alanına faklı bakış açıları katmış dünyaca ünlü 8 psikolog ve kuramları
Ivan Pavlov (1849–1936)
Rusya
Ivan Pavlov davranışçı ekolün kurucularındandır. Koşullandırma refleksi (klasik koşullanma) kavramını geliştirdi. “Pavlov’un Köpekleri” deneyi ile tanınan Ivan Pavlov, köpeklerin yiyecek bulacaklarını düşündüklerinde tükürmeye başladığını keşfetti. Bulguları akranları arasında ve hatta kültürde onay aldı.
B.F. Skinner
Amerika
Edimsel (operant) koşullanma fikrini formüle etti. Operant koşullandırma/şartlandırma (Operant Conditioning) konusundaki araştırmasıyla, davranışın daha önce olanlardan ziyade bir yanıttan sonra olanlara bağlı olduğunu bulmuştur.
Jean Piaget (1896–1980)
İsviçre
Bilişsel gelişim teorisini formüle etmiştir. Piaget, çocukların düşünce süreçlerinin yetişkinlerden nasıl farklı olduklarını incelemek için çocuklarla yakından çalıştı. Gelişim psikolojisi (Developmental Psychology) alanına katkıda bulundu ve birçok teori ve düşüncesi bugün hala geçerli.
Lev Vygotsky
Sovyet Belarus
Kültürel-tarihsel psikoloji teorisinin kurucusu. Geliştirdiği “Bilişsel Gelişim” kuramına göre; öğrenilen şey dile ve çocuğun aldığı sosyal desteğe bağlıdır. Çocukların bilişsel gelişimi, içinde yaşadığı sosyal ve kültürel ortamdan etkilenir. En önemlisi akranlar ve yetişkinlerin yaptıkları veya çocuğa öğrettikleri çocuğun zihin gelişimini etkiler.
Albert Bandura
Kanada
Sosyal öğrenme teorisini formüle etti.
Görsel ögrenme (Observational Learning)
“Bobo Bebekleri Deneyi” ile (Bandura ve arkadaşları) çocukların saldırganlığı nasıl öğrendiklerini gösterdiler. Bandura’nın sosyal öğrenme teorisine göre öğrenme, gözlemlerle ve diğer insanlarla etkileşimler yoluyla gerçekleşir. Esasen, insanlar başkalarını izleyerek ve sonra bu eylemleri taklit ederek öğrenirler.
Abraham Maslow
Amerika
İhtiyaçlar (Gereksinimler) Hiyerarşisi – Hierarchy of Needs
Maslow’un teorisinin temellerinden birisi insanların ihtiyaçlar tarafından motive olmasıydı. İhtiyaç hiyerarşisi fikri, insanların bir başka ihtiyacı yerine getirmek için ilerleyemeden belirli ihtiyaçları yerine getirmesi gerektiğini belirtiyordu.
Stanley Milgram (1935–1984)
Amerika
Otoriteye İtaat
Milgram’ın en büyük çalışmalarından biri, Holokost’tan ve ana katılımcılarından biri olan Adolf Eichmann’dan esinlenerek ortaya çıktı. Otoriteye itaat deneyine göre bir otorite figürünün insanlara yapmamaları gereken bir şeyi yapmaları gerektiği söylendi ve insanların emirleri ne kadar ileri götüreceği incelendi. Emri yerine getirmemeleri gereken insanların büyük çoğunluğu insanların zarar görmesi pahasına rağmen emre itaat etmeyi seçti. Dehşet verici sonuçlar toplumun tepkisine rağmen bugün hâlâ etkili kabul ediliyor.
Philip Zimbardo (1933 – )
Amerika
Stanford Cezaevi Deneyi (Stanford Prison Experiment)
15 gün boyunca gardiyan-mahküm hayatı yaşaması istenen bir deney kurgulayan Zimbardo, katılımcıların neredeyse birkaç gün içinde kendilerini oynamaları gereken rollere kaptırdıklarını görmüştür. Deney daha sonra gardiyan rolündeki katılımcıların mahkum rolündeki katılımcılara zarar verici davranışlarda bulundukları farkedilip tehlikeli boyutlara ulaşınca ilk haftanın sonunda sonlandırılmak zorunda kalınmıştır. Deneyin sonucunda, mahkum rolünde olan birçok katılımcı yaşadıkları travmadan dolayı tedavi görürken, birçok gardiyan rolündeki katılımcı ise sadistçe davranışlarından dolayı yargılanmıştır.
Zimbardo, insanların kendilerine verilen rollere ve bu rollerin gerektirdiği davranışlara çok hızlı bir şekilde uyum sağladığını göstermiştir.
Güzel çalışma ancak bir psikolog olarak Sigmund Freud, Carl Jung, Harry Harlow, Alfred Adler, Lawrence Kohlberg, Hermann Rorschach’a talk on yapmamanız olmamış.
Merhaba Fabrizio. Sadece ‘psikolog’ olanları yazıya konu edelim diye düşünmüştük. Ancak Harlow ve Kohlberg de oldukça değerli psikologlar ve başka yazılarda onlardan da bahsetme fikrini bize verdiğin için teşekkürler. Psikiyatr olan Freud, Jung, Adler ve Rorschach hakkında da yazılarımız olacak. İlginize teşekkür ederiz.