Travma, yaşanan büyük bir olumsuz duruma karşılık verilen duygusal tepki olarak tanımlanmaktadır. Bu tepkiler yaşanan olaylara yönelik verilen normal tepkiler olarak görülse de zaman içinde bireylerin günlük hayatlarını, zihinsel ve duygusal durumlarını önemli derecede etkileyebilmektedir. Travmaya neden olan en büyük faktörlerin başında fiziksel şiddet gelirken bunun yanı sıra psikolojik faktörlerinde önemli bir tetikleyici olduğunu göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Yapılan araştırmalara göre en yaygın görülen travmatik durumlar şunlardır:
- Taciz-tecavüz
- Aile içi şiddet
- Doğal felaketler
- Ciddi hastalıklar ya da yaralanmalar
- Sevilen birinin ölümü
- Herhangi birinin şiddete maruz kaldığına şahit olma.
Sebepleri ve Belirtileri
Travmaların birçok sebebi ve belirtileri bulunmaktadır. Bununla birlikte travmatik duruma maruz kalan kişilerin bazı temel özellikleri vardır. İlk olarak, travmatik duruma maruz kalan bireyler genelde oldukça sarsılmış ve şaşkın bir görünüşe sahiptir. Bu bireyler duygularını kapatmış gibi hissizlik veya etraflarında olan bitene karşı ilgisiz kalma davranışları gösterebilmektedirler.
Bunun yanı sıra travma sonrasında bireylerde ‘reddetme’ durumu oldukça sık görülmektedir. Bu kişiler olayı hiç olmamış gibi kabul edip kendilerine göre bir savunma mekanizması geliştirirler ve çevrelerindeki insanlar tarafından durumu önemsemeyen veya durumdan ciddi bir şekilde etkilenmeyen güçlü biri olarak algılanabilmektedirler. Ancak zaman içinde bu reddetme davranışı yavaş yavaş etkisini yitirip onun yerine daha olumsuz duygular deneyimlenmeye başlanmaktadır. Yaşanan en yaygın olumsuz duygular; korku, çaresizlik, öfke, suçluluk, utanç ve üzüntü olarak ortaya çıkabilmektedir.
Diğer bir belirti ise aşırı derecede endişe deneyimlenmesidir. Bu endişeler genelde travmadan kaynaklanan huzursuzluk, aşırı sinirlilik, konsantrasyon ve ruh halinde dengesizlikler olarak ortaya çıkabilmektedir.
Bu psikolojik durumların yanı sıra bireylerde bazı somatik ve bilişsel şikayetler de görülebilmektedir. En yaygın görülen problemler şunlardır;
- Uykusuzluk,
- Sürekli olarak yorgun hissetme,
- Sürekli kabus görme,
- Düşük konsantrasyon,
- Hafıza problemleri,
- Baş ağrıları,
- İştah durumunda değişmeler,
- Cinsel istekte değişmeler,
- Sürekli bir genel ağrı hissetme durumu,
- Kalp atışlarının hızlandığını hissetme.
Deneyimlenen bu semptomların en yaygın olarak görülen tepkiler olmasının yanısıra, her birey için durum bu şekilde gerçekleşmeyebilir. Her bireyin travmatik durumlara verdiği tepkiler çok çeşitli olabilmektedir. Bazı durumlarda travmatik stres deneyimleyen bireylerin ruhsal durumları bu kişilere en yakın olan kişiler tarafından bile farkedilmeyebilir. Bu durum herhangi bir belirti olmasa bile, travmatik olay yaşadıktan sonra, bu konuyla ilgili biriyle konuşmanın önemini kanıtlamaktadır.
Nasıl Başa Çıkılır?
Travmaların sebep olduğu bu olumsuz durumlarla başa çıkmanın çeşitli yöntemleri vardır. İlk olarak kişilerin bu durumla ilgili olarak kendilerine zaman vermeleri ve durumu kabul etmeye çalışmaları gerekir. Yaşanan travmatik olayı reddetmek yerine gerçekle yüzleşmek, olumsuz duygularla başa çıkmak için ilk adımdır. Sonrasında kişilerin kendileri gibi travmatik olay yaşayan insanlarla vakit geçirmeleri ya da bu konuda birileri ile konuşmaları ve duygularını ifade etmeleri iyileşme sürecine katkıda bulunan bir diğer faktördür.
Bireylerin günlük rutinlerine devam etmeleri, istemeseler bile kendilerini düzenli olarak beslenmeye teşvik etmeleri ya da egzersiz yapmaları da olumsuz ruh halinin aşılmasına ve normal olarak hayatlarına devam etmelerine yardımcı olan özelliklerdendir.
Son olarak, her gün birçok insan çeşitli travmatik durumlara maruz kalabiliyor. Bu konuda yalnız olmadığını bilmek ve yardım almaktan çekinmemek olumsuz duygularla başa çıkmak için oldukça önemlidir.