Sosyoloji ve Psikoloji bilimi arasındaki 10 benzerlik
1. İki bilimin de ana teması insandır.
Psikoloji de Sosyoloji de insan davranışı üzerine kurulmuş bilim dallarıdır. Psikoloji bireysel davranışlardan yola çıkarak bireyin zihnini ve ruhsal dünyasını incelerken; sosyoloji bireylerin davranışlarından oluşan kitle davranışlarını ve toplumsal olayları inceler.
2. İki bilim de deneylerden ve araştırmalardan beslenir.
Deneyler özellikle psikolojide büyük bir öneme sahiptir. Deneysel psikoloji alanında dışsal ve içsel etkenlerin bireyi ve bireyin davranışlarını nasıl etkilediği bilimsel yollarla ölçülür. Sosyolojide ise araştırmalar sosyolojinin yapı taşıdır. Sosyologlar araştırma enstitülerinde çalışır, saha çalışmalarında, kamu ve sivil toplum kuruluşlarında araştırma projelerinde görev alırlar.
3. İki bilimde de toplumsal normlar, değerler ve inanışlar büyük önem tutar.
Toplumsal normlar ve değerler, insan davranışlarında olduğu kadar toplumların kültürlerinde de büyük yer tutar. Birey doğup büyüdüğü toplumdan değerleri, normları ve inanışları alır.
4. İki bilimi birbirinden ayrı düşünmek imkânsızdır, çünkü insan toplumun içinde, toplum da insanın içindedir.
Bireyin kişiliği toplum içerisinde gerçekleşir. Çevre çocukluktan beri insan hayatında büyük role sahiptir. Doğduğumuzda anne ve babamız, kardeşlerimiz, anneanne ve dedemiz, daha sonra arkadaşlarımız, öğretmenlerimiz şeklinde devam ederek insan hayatının her bölümünde çevredeki olaylardan ve bireylerden etkilenir. Birey çevresine göre şekillenir. Toplumlar da toplumun yapı taşı olan aileler tarafından belirlenir. Aileyi belirleyen, oluşturan ve güçlendiren ise bireylerdir.
5. İki bilimin etkileşiminden, kesişiminden doğan yeni bir bilim vardır: Sosyal Psikoloji
Sosyal psikoloji, bireylerin düşüncelerinin, duygularının ve davranışlarının diğer bireylerin gerçek veya hayal edilmiş varlıklarından dolayı nasıl etkilendiğini inceleyen bir bilimdir. Kişiler arası etkileşimi incelerken toplumdaki sosyal grup dinamiklerini ve kişilerin sosyal konumlarını ele alır. Sosyal psikologlar hem birey, hem topluluk bazında çalışırlar. Sosyal psikoloji bazı görüşlere göre psikoloji ve sosyolojinin arasındaki boşluğu kapatmış, iki bilimin arasında bir köprü olmuştur. Sosyal psikolojinin belli başlı konuları yardım, sosyal uyum, itaat etme, toplum ve birey etkileşimi, önyargı, hiddet ve saldırıdır.
6. İki bilim de diğerinin verilerinden ve kuramlarından yararlanmak zorundadır.
Psikoloji, insan davranışlarını konu edinen bir bilim dalıdır. Çoğu psikolojik olayların temelinde toplumsal öğeler mevcuttur. Öğrenme, kişilik, algı, davranışların şekillenmesinde sosyal öğeler mevcuttur. Bu yönüyle psikoloji, sosyolojinin verilerinden yararlanmak zorundadır. Diğer taraftan da kişilerin psikolojik durumlarını dikkate almadan, grup ve toplum ilişkilerinin doyurucu bir açıklamaya kavuşması güçtür.
Freud, MacDougall gibi ünlü kişilerin de sosyolojiye katkıları olmuştur.
7. Bilinç kavramı iki bilimde de çok önemlidir.
İlk kez sosyolog Emile Durkheim tarafından kullanılan kollektif bilinç terimi, insanda, birey olarak ruhi hayata ait olayları aşan ve grubun ortak düşünce, istek ve heyecanlarını temsil eden ortak bir bilinci ifade eder. Kollektif bilinç Durkheim’a göre temelde bireyin dışında olup toplumsal bir olaydır.
Bilinç dışı, Freud’un psikanaliz kuramında geliştirilmiş bir kavramdır. Buna göre; bilinç iki katmanlıdır, görülen bilinç durumlarının gerisinde çok daha derinde ve görünmez bir bölgede işleyen başka bir yapı daha söz konusudur, bilinç dışı.
Kolektif bilinçdışı, psikanalist Carl Jung tarafından kullanılan bir kavramdır. Jung’a göre kolektif bilinçdışı, insan veya hayvan hafızasında kayıtlı, yaşadığı kültüre dayalı her türlü imgeler, semboller, dil ve diğer tecrübeleri kapsar ve psişenin bu tecrübeleri kendi kendine nasıl organize ettiğini inceler. Günümüzde zihin olarak adlandırdığımız yapıyı Jung kişiliğin bütününü oluşturan psişe kavramı ile açıklamıştır. Psişe; bilinç, kişisel bilinçdışı ve toplumsal bilinçdışı sistemlerinden oluşur. Jung kolektif bilinçdışını, kişiye özel tüm deneyimleri kapsayan kişisel bilinçdışından ayrı tutar. Kolektif bilinçdışı, tüm bir türün kişisel deneyimlerini bir araya getirip organize eder.
8. Abraham Maslow’un gereksinimler hiyerarşisi (Hierarchy of Needs), iki bilimi de anlamamıza yardımcı olur.
Maslow, gereksinimleri şu şekilde kategorize etmektedir.
- Fizyolojik gereksinimler (nefes, besin, su, cinsellik, uyku, denge, boşaltım)
- Güvenlik gereksinimi (vücut, iş, kaynak, etik, aile, sağlık, mülkiyet güvenliği)
- Ait olma, sevgi, sevecenlik gereksinimi (arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık)
- Saygınlık gereksinimi (kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı)
- Kendini gerçekleştirme gereksinimi (erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü).
Maslow’a göre birey için o an baskın olan gereksinimler hangi kategoriye aitse, kişilik gelişmişlik düzeyi de onun seçiminden bağımsız olarak bu gereksinim kategorisine karşılık gelen düzeyde bulunacaktır.
9. Çalışma ortamları ve iş imkânları benzerlik gösterir.
Psikolojinin adli psikoloji, endüstri ve örgüt psikolojisi, gelişim psikolojisi, sosyal psikoloji, bilişsel psikoloji, deneysel psikoloji, spor psikolojisi gibi pek çok alanı vardır ve bu nedenle çalışma alanı çok geniştir. Psikologlar mezun olduklarında psikolojik danışmanlık merkezlerinde, okullarda, hastanelerde ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışabilirler. Psikolog ve sosyologlar, şirketlerin insan kaynakları departmanında, sivil toplum kuruluşlarında, araştırma enstitülerinde ve bakanlıklarda çalışabilirler.
10. “Bandwagon Effect” iki bilimde sık sık kullanılan bir terimdir.
Sürü psikolojisi, insanların bir inanca, trende, modaya, fikre adapte olmasının o fikre bağlı olan insan sayısıyla olan doğru orantısını, kuralları olan belli fikirlerin, inançların; bir topluluğun insanları arasında yayılmasını inceler. Bir fikre ne kadar çok insan bağlıysa diğer insanların da o fikre bağlanma olasılığı o kadar artar.