Duyu organlarımız dünyayı hissetmemizi sağlayan yaşamsal bir özelliğe sahiptir. Görme duyumuzun bizlere sunduğu güzelliklerden biri olan “renkler”; görsel olarak algılanan, bir çok duygusal etkiye sahip ve estetik açıdan da çağrışımlara kucak açan bir olgudur. Renk, ışığın nesnelere, eşyalara yansımasıyla bize ulaşır ve varlığıyla hayatlarımıza da “renk” katar.
Renklerin insan davranışı ve psikolojisi üzerinde etkilere sahip olduğu çok uzun yıllardır bilinmektedir. Beyin, bireyin ruh haliyle renkleri hemen eşleştirerek bu şekilde dış dünyayla iletişim kurar. Çevreyle iletişim kurarken uzun ya da kısa süreli olmak üzere renklerle temasa geçilir. Eğer yaşıyorsak ve eğer görüyorsak, istesek ya da istemesek de pek çok görüntü, renkleriyle birlikte görme duyumuza ulaşır. Seçeneklerimizin olduğu yerlerde doğru renkleri tercih edersek, istenilen görüntüyü elde edebilir ve psikolojimizin olumlu yönden etkilenmesini sağlayabiliriz.
Psikolojik Etkilerine Göre Renkler
Psikolojik etkilerine göre renkler sıcak ve soğuk renkler olmak üzere ikiye ayrılır. Sıcak renkleri; sarı, kırmızı ve turuncu oluştururken, soğuk renkleri mavi, mor ve yeşil oluşturur. Görsel sistem içerisinde daha kolay fark edilen sıcak renkler, daha çabuk dikkat çekip algılanarak insanlara daha yakın bir his uyandırır. Fiziksel gücü ve enerjiyi arttırır, insanı neşelendirir. Fazlası ise saldırganlığa, yorgunluğa, heyecan ve şiddete sebep olabilir. Soğuk renkler ise, sıcak renklerin aksine rahatlığa, konsantrasyonun artmasına yol açabilir. Renklerin herbiri duygular üzerinde farklı yansımalara sahiptir. Beden ve ruh sağlığı, öğrenme kapasitesini etkilemektedir. Psikolojik olarak güven veren, rahatlatıcı ortamlar yaratabilirken, ruh halinde olumsuzluklara da sebep olabilirler. Renkler, yaşamları şekillendirerek, anlam katar. İştah açar, iştah kapatır, sosyal hayatı etkiler ve dikkat üzerinde önemli bir etkiye sahiptir, Her bir rengin duygular üzerinde farklı birer etkisi bulunmaktadır. Renkler; insanların kişisel özelliklerini, ruhsal yapılarını ve tercihlerini ortaya koyarken aynı zamanda da kullanıldıkları mekanları da etkilemektedir. Örneğin bir mekânda parlak renklerin yoğun olarak kullanılması heyecan ve neşeli bir etki yaratırken; sakin ve pastel tondaki renkler dinlendirici bir etki yaratmaktır.
Giyimlerinde ve kendi kişisel yaşam alanlarında (ev veya iş ortamı) kırmızı rengi tercih eden ve seven bireylerin daha dışa dönük ve enerjik, pembe rengi seçenlerin daha muzip ve arkadaş canlısı olabileceğinden söz edilebilir. Sarı rengi tercih edenlerin entellektüel, yeşili tercih edenlerin paylaşımcı, uyumlu ve yardımsever olduğu ileri sürülür. Mavi rengi tercih eden insanlar sakin ve rahatlatıcı kişilik özelliklerine sahip olabilir. Siyah rengi tercih eden bireyler sosyal ortamlarda daha saygıdeğer görülür. Saflığın ve masumiyetin simgesi olan beyaz rengi kullanan insanlar çevrelerini etkileyerek kendilerine yönelik güven duygusunun hissedilmesine sebep olurlar.
Renkler ve Psikoloji
Depresyonda olan insanların siyahın tonlarını tercih ettiklerini kendinden ve hayatından mutlu olan bireylerin ise sarı, turuncu gibi sıcak renkleri tercih ettikleri görülmektedir. Kış aylarında daha çökkün bir ruhsal yapılanma içerisine girilmesi ile bireylerin çoğunlukla koyu renkleri tercih ettikleri yaz aylarının yaklaşması ile birlikte ise cıvıl cıvıl renklerin insanlar üzerinde hakim olduğu görülmektedir. Bu durumun bir taraftan güneş ışınlarından faydalanmak için ( kış aylarında güneş ışınlarını geçiren koyu renklerin, yaz aylarında ise güneş ışınlarının yansıtılarak ısıdan daha az etkilenmek için açık renklerin) olduğu düşünülse de mevsimlerin ruhsal yapılanmalar üzerinde ki etkisinin renklere yansıması olarak da kendisini gösterir. Sonbahar aylarıyla birlikte güneş ışınlarının daha az kendini göstermesi çökkünlüğe sebep olurken bir diğer taraftan bireylerin kıyafet seçimlerinde de koyu ve karamsarlık uyandıran renkleri kullanması ruhsal dünyalarının olumsuz etkilenmesine sebep olabilir. Doğa yeniden canlanmak için bir hüzün mevsimi yaşarken insanların bu mevsimlerde daha canlı renkleri tercih etmesi ruhsal dünyalarının canlı ve enerjik kalmasına katkı sağlayabilir.
“Renklerden bağımsız ya da sadece siyah ve beyazın hakim olduğu bir dünya düşünemeyiz. Hayatınızın renklerinin solmaması dileğiyle…”