Renk, bir zeminden gözümüze yansıyan ışınların beyinde duyumsanmasıdır (Canbolat ve Salan, 2020). Görme eyleminin psikolojik süreci nesnenin beynimizde görüntülenerek algılanmasıyla başlar (Canbolat ve Salan, 2020).

Renkler ve Anlam

İnsan psikolojisi ilerledikçe renkler ile psikolojinin ilişkili olduğu görülmüştür (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Renkler, tüm insanlık tarafından aynı şekilde görülürken her bir birey üzerinde değişik etkilere sahiptir ve her bir bireyin renkleri anlamlandırma biçimi farklılık gösterir (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Sağlıklı bir algılamada çevre koşullarının iyi düzenlenmiş olması gerekir. Yani duyu organlarımızın geliştiği çevrede renklerin özellikleri ve insan psikolojisi önemlidir. Bu çerçeveden incelendiğinde çevresel ve psikolojik şartlar etrafında kişisel algılama farklılıkları görülür (Yılmaz, 1991). Kişinin yaşamı içerisinde renkler kişiler için farklı anlamlar ifade edebilir ve bu anlamlar kişinin deneyimiyle şekillenebilir. Sonuç olarak kişinin anlamlandırdığı renkler onu duygusal olarak etkiler ve iz bırakabilir (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Renklerin insan üzerindeki etkisi sadece psikolojik ve fizyolojik olmakla kalmayıp önemli bir tasarım öğesidir ve duygular ile güçlü bir ilişkisi vardır (Bal, 2019).

Renkler ve Duygular

Günlük hayatta karşılaşılan birtakım renkler kişilerde pozitif duyguları uyandırırken bazı renkler de negatif duyguları uyandırmaktadır (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Örneğin bir çalışmada kırmızı renk canlandırıcı, mutluluk verici ve uyarıcı bulunurken başka bir çalışmada kişide öfke duygusunu harekete geçirdiği gözlemlenmiştir (Aktekin vd., 2011). Ayrıca renkler fizyolojik açıdan kalp atış hızımızı ve solunumumuzu değiştirebilir, otonom sinir sistemimizi ve hormonsal aktivitelerimizi etkileyebilir (Canbolat ve Salan, 2020). Yapılan araştırmalara göre renklerin olumlu ya da olumsuz etkisini incelemek yerine uyarıcılık değerine odaklanılmalıdır (Aktekin vd., 2011).

Renklerin geçmişine baktığımızda renkler, geçmişten günümüze farklı alanlarda çalışılmış ve bazı hastaların tedavisinde kullanılmıştır. Örneğin Antik Mısır’da farklı renkteki odalara alınan hastalara renk terapisi uygulanmıştır. Günümüze baktığımızda ise restoranlarda ve hastanelerde farklı renk tercihleri bulunmaktadır. Kırmızı ve turuncu renkler yüksek enerjili renkler olarak adlandırılır ve bu renkler yoğunluklu olarak fast food zincirlerinde müşterilerinin iştahlarını açmak ve sindirimlerini hızlandırmak için bir yol olarak seçilirken ayrıca restoranda fazla oturmamalarını sağlamaktadır. Hastanelerde ise, özellikle yurtdışındaki birçok hastanede açık mavi ve tonları kullanılmıştır ve bu durumun tesadüfi olmadığı görülmüştür. Açık mavi ve tonlarının bedeni ve zihni rahatlattığı ve iyileşmeyi kolaylaştırdığı gözlemlenmiştir (Keskin, 2010).

Yine araştırmalarda mavinin her tonunun olumlu etkiye sahip olmadığı, koyu mavinin insanlarda melankoli ve keder açığa çıkarabileceği düşünülmüştür. Bazı hastanelerde ise sıklıkla kullanılan bir diğer renk yeşildir. Yeşil renk doğayı çağrıştırır ve kişilerin ciğer, kalp ve kan dolaşımında etkili olduğu düşünülür (Keskin, 2010). Tüm açık renkler demek değildir ki kişinin bünyesine iyi gelecek. Bazı renkler, örneğin limon sarısı, neşeli bir renk olarak düşünülmesine rağmen genç odalarında hakim bir olduğu zaman kişinin sinir sisteminde aşırı uyarıcı etki yaptığı düşünülür (Keskin, 2010). Gülen yüz ile bütünleşen sarı renk ise evrensel olarak mutluluğun bir simgesi olarak görülmüştür (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Her alanda etkisi gözlemlenebilen renklerin öğrencilerin faaliyetlerini gerçekleştirdiği yerlerde de özenli şekilde seçilmesi gerekir.

Uludağ ve Odacı (2002) yaptığı çalışmada sıcak renklerin öğrenenler üzerinde uyarıcı etkiye sahip olduğunu ve hareketliliğe katkı sağladığını; yeşil ve mavinin ise öğrencileri rahatlattığını çalışmalarında gözlemlemişlerdir. Yine okul içinde lavabo ve kütüphanelerde ise soğuk renklerin kullanılmasının öğrencileri rahatlattığı gözlemlenmiştir (Çalışkan ve Kılıç, 2014). Yapılan bir başka araştırmada ise sıcaklık aynı kalmak koşulu ile bir ofisin duvarları maviye boyandığında çalışanlar üşüdüklerini, kahverengi ve turuncu renklerine boyandığında ise ofisin içerisinin daha sıcak olduğunu söylemişlerdir (Uludağ ve Odacı, 2002).

Renksiz Olmaz

Sonuç olarak bu yazı içerisinde araştırılan ve yapılan araştırılmalar göstermiştir ki depresyon ve dikkat probleminde renklerin olumlu etkisi bulunmaktadır. Yapılan diğer çalışmalarca da okul, hastane, iş yerleri, restoran ve hatta web siteleri gibi çeşitli yerlerde renklerin kişilerin psikolojisi üzerinde etkili olduğu görülmüştür.

Nihan Aydoğan

Kaynaklar

  • Aktekin, D. B., Şimşek, Y., & Kaplan, B. (2011). Renklerin duygular üzerine etkisi. Maltepe Tıp Dergisi, 3(1), 31-33.
  • Bal, F. (2019). Renk terapi’nin depresyon üzerindeki etkisinin incelenmesi. Journal of International Social Research, 12(62).
  • Canbolat, T., & Salan, Z. (2020). Psikolojik travmanın renk bağlamında mekânsal duyumsama değişimine etkisinin “L’écume Des Jours” adlı eser üzerinden incelenmesi. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dergisi, 16-29
  • Çalışkan, N., & Kılıç, E. (2014). Farklı kültürlerde ve eğitimsel süreçlerde renklerin dili. Ahi Evran Üniversitesi Kırşehir Eğitim Fakültesi Dergisi, 15(3), 69-85.
  • Keskin, B. (2006). Renk Terapisi Üzerine Bir İnceleme. Sanat Dergisi, (10), 23-27.
  • Ökmen, K., & Satıcı, B. (2021). Renk Ve Işığın Kullanıcı Üzerindeki Psikolojik Etkileri Üzerine Örnek Mekan İncelemesi. İstanbul Ticaret Üniversitesi Teknoloji ve Uygulamalı Bilimler Dergisi, 4(1), 33-46.
  • Uludağ, Z. ve Odacı, H. (2002). Eğitim öğretim faaliyetlerinde fiziksel mekan. Milli Eğitim Dergisi, 153- 154.
  • Yılmaz, Ü. (1991). Renk psikolojisi. Anadolu Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, 28640979

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir