Günümüzde “sürekli mutsuz hissediyorum, ne yapsam mutlu olamıyorum, hayattan asla zevk alamıyorum” gibi sözleri etrafımda sıkça duyuyorum. Bu ve buna benzer sözlerin ortak özelliği ise içinde bulunulan depresif ruh halinden şikayetçi olunması. Modern toplumun ortak sorunu olarak karşıma çıkan kronik mutsuzluğun altında yatan sebeplerden önce dillere pelesenk olan mutsuzluk tabirinin tanımını yapmak istiyorum.

Mutsuzluk Nedir?

Tanımını yapacağım dedim ama mutsuzluk tanımını yapmanın imkanı yok gibidir. Zira mutluluk kişiden kişiye değiştiği gibi mutsuzluk da aynı şekilde herkes için farklı bir anlam ifade edebilir.

Neden Mutsuzuz?

Prof. Dr. Kemal Sayar’ın dediğine göre insanlar anlam duygusunu kaybettikleri ve neden yaşadıklarını bilmedikleri için mutsuzlar.1 Günümüzde insanların duygularını hayatın amacı olarak benimsediğini görüyorum. Bu da bireyi giderek duygularının esiri haline getiriyor. Sadece mutlu olmak, iyi hissetmek için yaşamıyoruz. Her duygu gibi mutsuzluğun da hayatın gerekliliklerinden biri olduğunu kabullenmekte zorluk çekiyoruz. Bundandır ki “ne yapsam mutlu olamıyorum, sürekli mutsuzum” gibi söylemlerle kendini sürekli etiketliyorsun. Fakat farkında olmadığın bir şey var ki hayata dair kalıp yargıları yıkamadığın için mutsuzluk hissinden kurtulamıyorsun.

Mutsuzluk Etiketi

Hayatta olumsuz duygulardan kaçmak yerine her duyguya yer açmak gerekir. Toplum dayatması olarak sunulan sürekli mutlu olma halini başaramadığımızda (ki imkansız) “mutlu olmayı beceremiyorum, ne yapsam olmuyor” gibi söylemlerin altına sığınıyoruz. Aslında bazen insanı mutsuz eden şey içinde bulunduğu ruh halinden ziyade herkes tarafından takınan mutluluk maskesini beceremiyor olmak. Çaba harcamak yerine “mutsuzluk” kimliği altına sığınarak şikayetçi olmayı seçiyor.

Mutsuzluğu Anlamlandırmak

“Ne olsa mutlu olurdum, mutlu olsam hayatımda ne değişirdi, mutlu olmama engel olan şey nedir?” gibi soruları sormak sana bu yolda yardımcı olabilir. Bu sorulara verdiğin cevaplar aslında hikayenin altında yatan asıl sebeplere götürecek ve yaşamına dair harekete geçirecek. Böylece mutlu veya mutsuz eden her ne ise onu tanımlayarak daha kolay çözüm yolu geliştirebilirsin.

Sözün Özü

Hayatta yer alan duyguların varlığını kabullenerek olumsuz duyguları yaşamanın da bir gereklilik olduğunu farketmek işe yarayabilir. Mutsuzluğu sorgulamak ve bundan sürekli şikayet etmek yerine içinde bulunduğun vaziyetin sana öğreteceklerine açık olabilirsin. Mutlu olmayı bir amaç haline getirmeyi bırakıp insan olarak hayattaki amacını sorgulayabilirsin. Herkes için her duygunun farklı bir anlam ifade edeceğini hatırlayıp bize dayatılmaya çalışılan “sürekli mutlu olma” algısına boyun eğmemeye çalışabilirsin. Yaşamın sana getirdiği her duyguya yer açmalı ve hepsinde “insan” olduğunu kendine sık sık hatırlatmak yararlı olacaktır.

Lord Byron’un da dediği gibi “insan, tebessümle gözyaşı arasında gidip gelen bir sarkaçtır.”

Zeynep Canbaş Özmen | Uzman Psikolog

Kaynaklar

  • Sayar, K. (2018, Kasım 25). “Günümüz İnsanı Neden Mutsuz?” 14 Temmuz 2019 tarihinde http://www.haber7.com/kultur/haber/2768682-gunumuz-insani-neden-mutsuz-kemal-sayar-cevapladi adresinden erişildi.
  • Oras, E. (2017, Kasım 29). “Geçmeyen Mutsuzluk.” 14 Temmuz 2019 tarihinde https://www.diyanetdergi.com/ailece/item/2140-gecmeyen-mutsuzluk adresinden erişildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir