Kitap 13 farklı bölümden (Örn. Birey ve Toplum, Kaygı, Anne-Baba) oluşmaktadır. Yazar tarafından konuların sıralaması ustalıkla ayarlanmış olmalı ki her konu birbirinin parçası niteliğinde devam etmektedir. Konu değişse de okuru bölmeyecek tarzda sıralanmış aynı zamanda yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmış.
Konuların hepsini ele alıp kısaca özetleyecek olursak; Hayatta her insanın güvensizlikleri, korkuları, kaygıları, yapıcı-yaratıcı yönü ve yapıcı-saldırgan yönü vardır. Çağdaş toplumun verdiği şartlar altında insan olabilmek, toplumun beklentileriyle yaşamaya çalışmak, çevremizde bulunan insanlarla bağlar kurmaya, bu hayatta almayı vermeyi bilmeye ve bunları yaparken kendini kandırıp kandırmadığını seçmeye çalışarak bir hayat kurmaya çalışmak.
Yazar kitabın önsözünde de belirtmiş olduğu gibi ortalama insanın davranışlarının gerisinde dinamik güçleri meslek dışı okuyucuya tanıtmayı amaçlamakta ve yazarın otuz yıldır süregelen klinik yaşantılarının birikiminden yaptığı çıkarsamaların bir bölümünü içermektedir. Yazar kitabında kuramlarla birlikte kendi yorumlarını ve çeşitlemeleri de katarak kendine özgü bir yaklaşım oluşturmuştur. Yine yazarın önsözde bahsettiği gibi insan davranışlarına kendi bakış açısını yansıttığı söylenebilir.
“Örneğin bu kitabı okuyan okuyucu, kendisiyle doğrudan ilgili bazı bölümleri kavramakta güçlük çekebilir ya da okuduklarıyla kendisi arasında hiçbir ilişki kurmayarak, bu özelliklerin çevresindeki bazı insanlarda bulunduğunu düşünebilir. Böylesi bir yadsıma, insanın o davranışını değiştirmeye hazır olmadığının göstergesidir.”
Dolayısıyla bu kitap öncelikle insanın kendisindeki ve çevresindeki bilinmeyenlerin sayısını azaltmayı amaçlamaktadır.
Bana göre bu kitap insanın kendisiyle yüzleşmesinde rol alabilecek türde olduğu için ben seçimimi bu kitaptan yana kullandım. Kitabı okuyan kişi gerek kendinden izler, gerek çevresinden izler bulabilir. Okur kendine yeni pencereler açıp kendiyle ve çevresiyle yüzleşebilir.
İnsan Olmak – Ortak Yaşam İlişkisi
“Her şeyden önce, genel olarak insan ilişkileri ve bu arada ana-baba ve çocuk ilişkileri öyle karmaşık bir dinamizmi içerirler ki, bunların tümü birden değerlendirebilmek olanak dışıdır. Ancak sağlıksız bir beraberliğin ürünü olan çocuklar, çoğu kez ana-babalarının kendi geçmişlerinden getirdikleri ve evlilikleri içinde yaşadıkları sorunların aktarıldığı nesneler olurlar.”