Ivan Petrovich Pavlov, 14 Eylül 1849’da babası Peter Dmitrievich Pavlov’un bir köy rahibi olduğu Rusya’nın Ryazan şehrinde doğdu. Önce Ryazan’daki kilise okulunda, ardından da oradaki ilahiyat okulunda eğitim gördü.
1860’ların Rus edebiyat eleştirmenlerinin en önde gelenlerinden D. I. Pisarev ve Rus fizyolojisinin babası I. M. Sechenov’un yaydığı ilerici fikirlerden ilham alan Pavlov, dini kariyerini bıraktı ve hayatını bilime adamaya karar verdi. 1870 yılında fizik ve matematik fakültesine doğa bilimleri dersi almak için kaydoldu. Pavlov, aslında hayatı boyunca onun için çok temel bir öneme sahip olacak olan fizyolojiye tutkuyla bağlandı. İlk ders sırasında başka bir öğrenci olan Afanasyev ile iş birliği içinde pankreas sinirlerinin fizyolojisi üzerine bir çalışma olan ilk bilimsel incelemesini ortaya koydu. Bu çalışma büyük beğeni topladı ve kendisine altın madalya verildi. Fizyolojiye olan yoğun ilgisinden hareketle, çalışmalarına devam etmeye karar verdi ve orada üçüncü kursu almak için Askeri Tıp Akademisine girdi. Akademiyi 1879 yılında altın madalyayla tamamladı. 1883’te “Kalbin Merkezkaç Sinirleri” konulu doktora tezini sundu. Bu çalışmasında keşfettiği kalbin yoğunlaşan sinirini örnek alarak sinir sistemi fikrini geliştirdi ve ayrıca sinir sisteminin besleyici işlevine ilişkin temel ilkeleri ortaya koydu. Pavlov,1890’da Deneysel Tıp Enstitüsü’nde Fizyoloji Bölümünü düzenlemesi ve yönetmesi için davet edildi. Hayatının sonuna kadar olan 45 yılı aşkın bir süre devam eden yönetimi altında bu enstitü fizyolojik araştırmaların en önemli merkezlerinden biri haline geldi.
Ivan Pavlov, araştırmalarının çoğunu 1891-1900 yıllarında Deneysel Tıp Enstitüsü’nde sindirim fizyolojisi üzerine yaptı. Araştırma yöntemiyle Pavlov, teorik ve pratik tıpta yeni ilerlemelerin yolunu açtı. Son derece net bir şekilde sinir sisteminin sindirim sürecini düzenlemede baskın bir rol oynadığını ve bu keşfin aslında modern sindirim fizyolojisinin temeli olduğunu gösterdi. Pavlov, pratik tıpta büyük önem taşıyan bu alandaki araştırmasının sonuçlarını 1895’te verdiği ve Lektsii o Rabote Glavnykh Pishchevaritelnyteh Zhelez (Temel sindirim bezlerinin işlevi üzerine dersler) başlığı altında yayınladığı konferanslarda duyurdu. Pavlov’un sindirim fizyolojisi üzerine yaptığı araştırma, onu koşullu refleksler bilimini yaratmaya yöneltti.
Koşullanma Deneyi
Pavlov, laboratuvarda mide salgıları üzerine yaptığı bir çalışma sırasında dikkat çekici bir gözlemde bulundu. Köpeklere et verilmeden önce ayak seslerini duyduklarında bile tükürük salgısı oluşturmaya başladıklarını fark etti. Bu keşif, Pavlov’un araştırmalarını yeni bir yöne doğru ilerletmesine neden oldu.
Pavlov’un koşullanma deneylerinin temelinde psikolojik olayların deneysel olarak incelenebileceği fikri yatmaktaydı. Bu nedenle asıl amacı, zihinsel süreçleri fizyolojik terimlerle açıklamaktı.
Köpeklerde salya bezlerini inceleyen Pavlov, elde ettiği bulgularla insan ve hayvan davranışlarının genel yasalarına ulaştı. Köpekler üzerinde gerçekleştirdiği deneyler sonucunda, köpeklerin doğal uyarıcılara ek olarak zil sesi, lamba vb. gibi uyaranlara da tepki vererek tükürük salgıladıklarını gözlemledi. Normal koşullarda et gördüğünde tükürük salgılaması doğal bir tepki olarak kabul edilir ve bu şartsız tepki organizmanın denge ve bütünlüğünü sağlar. Pavlov, bir deneyde köpeğe etle birlikte zil sesini sunarak köpeğin zile koşullanmasını sağladı. Bundan sonra yapılan denemelerde köpek, sadece zil sesini duyduğunda bile tükürük salgısı oluşturdu. Bu duruma şartlı tepki denir. Ancak çoğu zaman şartlı tepki koşullar değiştiğinde ortadan kaybolabilir; çünkü çatışma durumunda olan hayvan sürekli olarak uyarılmış ve uyanık halde bulunur.
Pavlov, yaptığı çalışmalardan ötürü 1904 yılında Nobel Fizyoloji ve Tıp Ödülü’nü kazandı.
Yaşamının Son Dönemi ve Sonrası
Pavlov, 27 Şubat 1936 tarihinde zatürre nöbetini yenemeyerek vefat etti. Gözlem ve deneye büyük önem veren Pavlov, ölüm sürecinde dahi kendi beyin faaliyetlerini inceledi ve yardım amacıyla bir sinir uzmanını yanına çağırdı.
Pavlov’un vefatından sonra 2004 yılında Nobel Ödülü’nü aldığı tarihin 100. yıl dönümünde, Fizyoloji Enstitüsü’nün bulunduğu alanda Pavlov’un anısına bir anıt inşa edildi. Pavlov’un çalışmalarının devamını sağlamak amacıyla yeni enstitüler kuruldu ve bu enstitülerde birçok bilim insanı yetişti.
Ölümünün ardından 20. yüzyılın ortalarında Pavlov’un çalışmaları sonuçlandı ve bu çalışmalar tüm dünyada geniş bir çevreye yayıldı. Pavlov’un fikirlerini sürdüren bir grup insan arasında, 1955 yılında W. Horsley Gantt öncülüğünde Pavlov Derneği kuruldu.