Bilindiği üzere, dünya üzerindeki her insan birbirinden farklıdır. Aynı parmak izleri gibi, insanlar çeşitli yönlerden farklılaşır. İnsanın kendini açıklama biçimi, düşünceleri, sevgisini ifade etme yöntemleri, özellikle partneriyle, arkadaşlarıyla aynı olmayabilir ve bu durum duygu kopukluklarına veya yanlış anlaşılmalara yol açabilir. Amerikalı yazar Dr. Gary Chapman’in 1992 yılında aynı isimle kitabını yazdığı ‘‘5 Sevgi Dili’’ konsepti, partnerlerin birbirlerinin sevgi dillerini daha iyi anlaması, çiftlerin sevgiyi alma ve gösterme biçimlerini daha iyi tanıması ve ilişkideki mutluluk derecesini arttırmak amacıyla ortaya çıkmıştır. 2015 yılında da bu kitabından esinlenerek 30 soruluk ‘Beş Sevgi Dili Profil Envanteri (LLPP)’ni oluşturmuştur. Son yıllarda bu test çevrimiçi platformlarda ve sosyal medyada epey bir çift ve bekarlar tarafından çözülmüş, kısa sürede popüler kültürdeki yerini almıştır.
Chapman’a (1992) göre, herkesin ilkel bir sevgi dili vardır ve partnerler arası bu ilkel dil uyuşursa daha mutlu ve kaliteli bir ilişki ortaya çıkar. Bu sevgi dilleri fiziksel temas, onaylayıcı cümleler, kaliteli zaman ve hizmet davranışları olarak beşe ayrılır. Cevaplar, “Partnerim bana ne yapsa hoşlanırım veya değer görmüş hissederim?” sorusu sorularak cevaplanır ve test sonucu kişinin baskın sevgi dilidir. Tabii ki de sevgi dilleri bir taneyle sınırlı değildir, fakat en yüksek oran en baskın ve öncelikli kullanılan dildir.
Chapman’ın “5 Sevgi Dili”
Kaliteli zaman geçirme en yaygın olan sevgi dilidir. Partner ile derin sohbetler etmek, akşam yemeğine çıkmak veya türlü aktivitelere ve faaliyetlere katılmak kişinin hoşuna gidiyorsa kaliteli zaman geçirmek ilişkisinde ön plandadır. Bu sevgi dilini paylaşan çiftler ortak bir hobi edinmeyi, beraber film ve dizi izlemeyi, hatta bazen de sadece yan yana hiçbir şey yapmadan birbirlerine odaklanmayı severler.
Eğer kişinin partnerinin kişiyi başarılarıyla takdir etmesi ve beklemediği bir anda iltifat etmesi hoşuna gidiyorsa takdir edilme bu kişinin en uygun sevgi dili ifade etme biçimidir. Bu sevgi dili baskın olan kişiler, partnerinden bu takdirin ve iltifatın filtresiz ve içten olmasını ön planda tutar. Aktarımı nasıl olursa olsun, kişi bunları partnerinden belirli aralıklarla bekleyebilir.
Üçüncü sırada, fiziksel temas var. Fiziksel teması önde tutan çiftler, sevgisini adından da anlaşıldığı üzere fiziksel temas ile ifade eder. Partner ile el ele tutuşmak, ona sarılmak, öpmek gibi fiziksel yakınlaşmalar ve yoğun cinsel yakınlaşmalar kişiyi değerli ve çok sevilmiş hissettiriyorsa temas etmek bu kişinin baskın sevgi dillerinden olabilir. Araştırmalar fiziksel temas ve cinsel yakınlaşmaların partnerlerin birbirlerine olan duygusal bağını güçlendirdiğini kanıtlamıştır.
Dördüncü sevgi dili, iyilik yapmak veya yardım etmek. Kişinin haberi olmadan partnerinin bulaşıkları yıkaması veya kişiye zor gelen bir eylemi kolaylaştırmaya çalışması kişiyi çok seviliyor ve çok değerli hissettiriyorsa baskın sevgi dillerinden biri bu sevgiyi ifade etme biçimidir.
Son olarak, hediye almak veya sürpriz yapmak. Partnerinin kişiye sürekli sürprizler yapıp, beklemediği anlarda hediye alması iyi hissettiriyorsa bu sevgi dili çeşidi ilişkisinde baskın bir sevgi dilidir. Partnerinin “bunu görünce aklıma sen geldin” diye aldığı bir hediye veya en sevdiğiniz çiçekleri sürpriz yapıp alması bu sevgi dilini ifade ediş biçimine örnek olarak gösterilebilir.
5 Sevgi Dili’nin Araştırmalara Yansıması
Bu konseptin bilimsel tarafına bakılacak olursa, sevgi dilleri hakkında çok çalışma yoktur fakat araştırmalar arası fikir ayrılıkları vardır. Egbert ve Polk (2006)’un 101 katılımcı ile Chapman (1992)’in bu 5 sevgi dili aktarmanın ve beklentileri karşılanan ilişkilerin, partnerler arasında ilişki kalitesini arttırdığı ortaya çıkmıştır (İnce, 2016). Ayrıca, Chapman (1992)’in kendi beklentilerine göre hareket eden ve partnerlerin birbirlerinin sevgi dilinden habersiz olmasının ilişki içerisinde problemlere yol açtığı ifadesi, test sonuçlarıyla onaylanmıştır (Egbert ve Polk, 2006).
Öte yandan, bu çalışmaların aksini iddia eden çalışmalar da bulunmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre, Chapman’in sevgi dilleri, sadece öz değerlendirmeyi basitleştirecek kısa yollu bir teşhis aracıdır. Bu beş sevgi dili etiketlerine fazlaca bağlanmak, kişilerin birincil hislerinin ötesine geçen duygusal ihtiyaçlarını ve tercihlerini küçümsemesine ve kişinin kendini sınırlamasına sebep olur (Impett et al., 2024).
5 Sevgi Dili’ne Son Bakış
Sonuç olarak, sevgiyi ifade etmenin boyutları kısıtlı olsa da bu boyutlar açıldığında geniş bir yelpazeyi ele aldığı söylenebilir ve bazen de ölçeklerle sınırlı olmayabilir. İlişkilerde sadece kişinin kendini tanıması değil, aynı zamanda partnerinin de sevgi dilini ve kişiliğini analiz etmesi ve anlamaya çalışması önemlidir. Bu karşılıklı anlayışlı dinamik sağlandıkça, diğer bileşenlerle beraber ilişki güçlenecektir.
Şahsi görüşüm, Chapman’in sunduğu sevgi dillerinin tek başına yeterli olmayacağı yönündedir ancak kişinin kendini bir ilişki içerisinde tanıması, nelere öncelik verdiğini fark etmesi için güzel bir başlangıç ölçeğidir. Partnerle beraber bu testi çözmek ve sonuçlar üstüne konuşmak çiftler için güzel bir aktivite, hatta duygusal bağı ve karşılıklı duygular hakkındaki iletişimi güçlendirmek için verimli bir egzersiz olabilir.
Reysi Kurtaran
Kaynaklar
- Chapman, G. (1992). The Five Love Languages: How to Express Heartfelt Commitment to Your Mate. Moody Publishers, 2009.
- Impett, E.A., Park, H.G., Muise, A. (2024). Popular Psychology Through a Scientific Lens: Evaluating Love Languages From a Relationship Science Perspective. Association for Psychological Science. 33(2), pp. 87-92.
- İnce, Ş. (2016). Beş Sevgi Dili Ölçeği’nin Türkçe Diline Uyarlanması ve Evli Bireylerin Demografik Özelliklerine Göre İncelenmesi. [Doğu Akdeniz Üniversitesi, Yüksek Lisans Bitirme Tezi]. Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Araştırma Enstitüsü.
- Egbert, N., & Polk, D. (2006). Speaking the language of relational maintenance: A validity test of Chapman’s (1992) five love languages, Communication Research Reports, pp. 1-8.