İnsanın duygusal durumunu net bir şekilde ifade etmesini sağlayan sözcük dağarcığı kısıtlıdır. Birçok kişi hissettiklerini ve duygusal durumunu istediği gibi ifade edemeyebiliyor. Hep “başkaları ne düşünür neyi doğru bulur?” diye düşünerek kendi iç odaklarını kaybedebiliyorlar. Kişinin ne hissettiği sorulduğunda ya da ne hissettiğini kendine sorduğunda duygusunu söylemek yerine çoğu zaman görüş ve değerlendirme içeren cümleler kullanabiliyor.

Farkındalık

İfade etmek için farkındalık gereklidir. Duyguların ifade edilmesinin onaylanmadığı kültürlerde “Erkek adam ağlamaz”, “erkek adam korkmaz”, “kız çocukları uslu olur” ve “kız çocukları öfkelerini belli etmez” gibi söylemler ile karşılaşabiliyoruz. Duyguların ifade edilmediği ve bastırıldığı zaman bunun vücuda da olumsuz etkileri olabilmektedir. İfade edilmeyen duygular bedende çeşitli rahatsızlıkların formları olarak ortaya çıkabilir. Sebebi bilinmeyen baş ağrıları, kronik yorgunluk, uyku düzeninde aksaklıklar ve cilt problemleri bastırılmış düşünce ve duyguların etkisiyle kendilerini gösterebilir. Etkili bir iletişim, ben diliyle var olabilmek; duyguları tanıyarak ve doğru yerde ve zamanda ifade ederek mümkün olabilir. Duygu dağarcığını zenginleştirirken ilişkiler de gelişmeye başlar.

Psikanalist Rollo May “Olgun bir insan tıpkı bir senfoninin farklı pasajlarındaki gibi, güçlü ve tutkulu deneyimlerden ince ve hassas olanlara kadar çeşitlenen duygu nüanslarını kendinde yakalama becerisi geliştirmiştir.” der.

İrem Deniz | Psikolog

Kaynak

  • Rosenberg, M. (2004). Şiddetsiz iletişim bir yaşam dili. Sistem Yayıncılık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir