Mona Psikoloji’den çocuklarınızı daha iyi anlamanızı sağlayacak 8 film önerisi
İşte o filmler;
Inside Out (Ters Yüz)
11 yaşında genç bir kız olan Riley de hepimiz gibi duygularına (Neşe, Korku, Öfke, Tiksinti ve Üzüntü) göre davranır. Duygular, Riley’in zihnindeki kontrol merkezinde yaşar ve ona günlük hayat hakkında önerilerde bulunur. Riley ve duyguları San Francisco’daki yeni yaşamlarına uyum sağlamak için mücadele ederken “kontrol merkezi”nde kargaşa çıkar. Riley’in en kuvvetli ve önemli duygusu olan “Neşe” durumu düzeltmeye çalışsa da duygular yeni bir şehir, ev ve okul ile nasıl başa çıkacakları konusunda çatışma yaşarlar.
Moonrise Kingdom (Yükselen Ay Krallığı)
Filmin konusu 1965 yılında, New England’daki New Penzance isimli adada geçmektedir. Anne ve babası bir süre önce vefat eden ve bir çifte evlatlık olarak verilen 12 yaşındaki Sam Shakusky (Jared Gilman), yaz aylarını Oymakbaşı Ward’un (Edward Norton) liderliğindeki “Khaki İzcileri” isimli izci grubunun Ivanhoe Kampı’nda geçirmektedir. Adanın diğer tarafında ise Suzy Bishop (Kara Hayward), babası Walt (Bill Murray), annesi Laura (Frances McDormand) ve kendisinden küçük üç erkek kardeşiyle birlikte yaşamaktadır. Önceki yaz, kilisede sergilenen bir tiyatro oyununda tanışan ve o günden itibaren mektuplaşan Suzy ile Sam, birlikte kaçmaya karar verir. Kampın en az popüler üyelerinden biri olan Sam, Khaki İzcilerinden ayrıldığını yazdığı mektubu ardında bırakıp, yanına bazı malzemeler de alarak bir gece kamptan gizlice kaçar. Ward, geri kalan izcileri ve grubun köpeği Snoopy’yi, Shakusky’yi aramakla görevlendirir.
Birlikte, adada yer alan ıssız bir koya gitmeyi amaçlayan ikili, adayı baştan sona kadar dolaşarak amaçlarını gerçekleştirir ve bu koyda kendilerinde bir kamp yeri kurarlar. Ertesi sabah ada polisi, Ward, izciler ve Suzy’nin ailesi, botla birlikte kamp yerine gelir ve ailesi Suzy’i eve götürerek Sam ile görüşmesini yasaklar. Evlatlık alan ailenin kendisini geri istememesi üzerine Sam, yetimhanede görevli Sosyal Servisler (Tilda Swinton) gelene kadar Polis Yüzbaşı Sharp’ın (Bruce Willis) yanında kalır. Önceleri kendisine iyi davranmayan izci grubu, yaşananlardan etkilenerek Sam ve Suzy’yi kaldıkları yerlerden kaçırmaya ve birbirine aşık çifti bir araya getirmeyi planlar. Başlarına gelen birtakım olayların ardından ikilinin bir araya gelmesine Suzy’nin ailesi ikna olurken, Yüzbaşı Sharp da yetimhaneye gitmesinin önüne geçmek için Sam ile birlikte yaşamaya başlar.
We Need to Talk About Kevin (Kevin Hakkında Konuşmalıyız)
Eva, Kevin’a hamile kaldığı gençlik yıllarında bütün kariyer planlarını ve hedeflerini bir kenara koyarak çocuğunu dünyaya getirmeye karar verir. Fakat annenin oğlu için hayatından yaptığı bu fedakarlık maalesef Kevin’in çocukluk yıllarından itibaren başlayarak hayatlarını ters yönde etkilemeye başlar. Kevin 15 yaşına geldiğindeyse lisedeki çete gruplarıyla takılmaya başlar ve hiç kimsenin hoş görmeyeceği olaylara karışır.
Eva oğlunun hatalarından dolayı derin sorumluluk ve suçluluk duyarak, nerede yanlış yaptığını sorgulamaya başlar. Bu arada Kevin’in ayrıldığı babası ile yeniden iletişime geçmek durumundadır.
Sineklerin Tanrısı
Okyanus üzerinde iken uçakları kaza yapan otuz kadar İngiliz askeri okul öğrencisi yakınlardaki ıssız bir tropikal adaya çıkarlar. Kazadan hiçbir erişkin sağ kurtulamamıştır. Yetişkinlerin dolayısı ile baskının ve kuralların olmadığı bir dünya üstelik de bir mercan adasının cenneti andıran ortamı ile birleşince çocuklara başlarda çok güzel gelir. Kendilerine göre bir düzen kurup oyunlar oynayıp avlanırlar. Ancak aradan zaman geçtikçe oluşan rekabet, korku ve güvensizlik bu bir bakıma demokratik düzeni terkedip kabile düzenine geçmelerine ve bunun sonucunda da gitgide vahşileşip korkunç bir kişiliğe bürünmelerine yol açar.
Kaçınılmaz olarak da kamplaşma başlar. Bir grup çocuk uygarlığı temsil eden akılcı ve karizmatik Ralph’ın liderliğini kabul ederken,diğer bir grup da ilkelliğin temsilcisi olan Jack’in peşinden giderek kampı terkederler. Jack çevresindekileri ‘bilinmeyen’ le korkutarak kendine bağlamış ve kontrol altında tutmaktadır (dinlerin metaforu). Jack ve etrafındakiler avlanırlar, çiğ et yerler ve bunun sonucunda gittikçe daha da vahşileşirler. Ralph’ın kampına baskınlar düzenleyip işi cinayet işlemeye kadar vardırırlar.
Ölü Ozanlar Derneği (Dead Poets Society)
1959 yılında geçen film, John Keating (Robin Williams) adlı çok başarılı ve bir o kadar da farklı olan edebiyat öğretmeninin çok disiplinli bir erkek okulu olan Welton Academy’de (takma adı Hell-ton) öğretmenlik yapmaya geldiğinde başlar. Bay Keating, çoğu baskı altında olan öğrencileri edebiyat ve şiirin bambaşka dünyasıyla tanıştırır. Onlara özgürlüğü, hayatı yeniden anlamayı, dünyaya farklı açılardan bakmayı öğretir. Ancak Welton Akademisinin felsefesine tam örtüşmeyen bu ders anlatımı akademi yönetimi tarafından da gözden kaçmayacaktır.
Okul müdürü Bay Nolan, yeni edebiyat öğretmenini, öğrencilerinden birinin intiharı üzerine, sorumlu görmüştür. Bunu bahane ederek edebiyat öğretmeni Bay Keating’i okuldan ayrılmaya zorlamıştır, fakat bu ayrılığa onu anlayan öğrencilerinin verdiği tepki Bay Nolan’ı hayatı boyunca yaşadığı belki de en utanç duyacağı anına sürükler.
Tom Sawyer
Tom Sawyer, her türlü yaramazlıkları yapan, ele avuca sığmayan bir çocuktur. Missisipi ırmağı kıyısında bulunan St. Ptersburg kasabasında, kendisini çok sevdiğine inandığı Polly Teyze’sinin yanında yaşamaktadır. Bu yüzden teyzesinin kendisini azarlamalarına ve zaman zaman kamçıyla dövmelerine aldırış etmez. Üvey kardeşi Sid, zaman zaman teyzesini kışkırtıp dayak yemesine sebep olduğu için, Tom onu hiç sevmemektedir. Ama teyzesinin kızı Mary’yi ise kendisine yakın bulmakta ve sevmektedir.
Çünkü Mary ona karşı çok şefkatli davranmakta, onun her işinde yardımcı olmaktadır… Yeni taşınan komşunun Becky Thatcher isimli güzel bir kızları vardır. Tom, daha önce sevdiği Amy Lawrens’i unutarak, bu kızla ilgilenmeye başlar…
Oliver Twist
Oliver Twist bir yetimdir ve çok geçemden yetimhaneden kaçarak korkunç bir eve düşer. Kendisine yapılan kötü ve acımasız davranışlar Londra’ya kaçmasına neden olur. Burada Artful Dodger yakalar onu ve Fagin’e götürür. Fagin, bu genç adama çok iyi davranır ama bu gerçekten de Oliver’ın istediği hayat mıdır orası tartışılır. Charles Dickens’ın o ölümsüz romanından Roman Polanski tarafından perdeye aktarılan bu klasik hiçbir zaman değerini ve anlamını yitirmeyen özlümsüz eserlerden biridir.
Cennetin Çocukları (Children of Heaven)
Mecid Mecidi’nin hem İran sinemasında hem Dünya sinemasında konu “kanırta kanırta ağlatan filmler” olduğunda bir şampiyon olmasının sebeplerinden biri olan film, Ali’nin kız kardeşinin ayakkabılarını kaybetmesiyle başlıyor yolculuğuna. Küçük insanların büyük hikayelerini ve çocuk psikolojisini mükemmel şekilde işleyen bir film. Aynı zamanda Oscar’a aday gösterilen ilk İran filmi olma özelliğini de taşıyor.