Bebekler doğduğu andan itibaren sevildiğini hissetmek ister. Kucağına alındığı andan itibaren ebeveynlerinin bu sevgisine ihtiyaç duyar. Göz kontağı ve fiziksel temas gibi faktörler çocuğun güven duygusunun gelişmesi için önemli bir yere sahiptir.
Son yirmi yıldır çocuk gelişimi ve sinirbilim alanındaki çalışmalar, çocuğun gelişiminde sevginin vazgeçilmez bir ihtiyaç olduğunu göstermiştir. Daha öncede bahsettiğimiz gibi dokunma, göze teması, gülümseme, konuşma, kucaklama, okşama, sarılma ve öpme gibi jestler çocuğun gelişiminde yeri doldurulamayacak sevgi ifadeleridir.
Çocukluğunda doya doya sevilmiş anne-baba sevgisine doymuş çocuk sakin, bilinçli, huzurlu, güler yüzlü ve haline şükreden bir yetişkin olabiliyor.
Her çocuğun içinde, sevgi ile doldurulmayı bekleyen bir duygu deposu vardır.
Bir çocuk gerçekten sevildiğini hissederse normal olarak gelişebilir. Fakat sevgi deposu boş olduğu zaman çocuk yanlış davranışlarda bulunabilir. Çocukların yaramazlıklarının çoğuna boş bir sevgi deposunun özlemleri yol açar. Bunu destekleyen bazı çalışmalar yapılmıştır. Bunlardan biri de Harlow’un Maymunları Deneyi’dir (Harlow’s Monkey Experiment).
Harlow’un Maymunları Deneyi (Harlow’s Monkey Experiment) sevgiyi en iyi şekilde anlatan bir deneydir. 1950’li yıllarda Harry Harlow’un yaptığı sahte annelik deneyine göre; yavru bir maymun doğar doğmaz annesinden ayrılmıştır. İki tane anneyi temsil eden yapay bir düzenek kurulur. Bunlardan bir tanesinin bedeni tel silindirlerden oluşturulmuştur ve bu telden yapılan anneye bir biberon takılmıştır. Diğer sahte annenin bedeni ise yumuşak dokulardan oluşturulmuştur. Deneyin amacı; yavru maymunun yumuşak anneyi mi yoksa süt içebileceği telden anneyi mi seçeceğini görmektir.
Deney sırasında yavru maymunun telden olan anneyi sadece acıktığı zaman kullanıp geri kalan zamanlarda yumuşak annenin yanında vakit geçirdiği gözlemlenmiştir. Buradaki önemli nokta ise çocukların ebeveynleri arasındaki bağın sadece temel ihtiyaçlarını karşılamak için değil fiziksel olarak duygusal yakınlık sağlamaları olduğu görülmektedir.
Temel olarak bakıldığında çocuğun kucağına alındığı andan itibaren şefkat görmesi onu hem zihinsel olarak hem de ruhsal olarak oldukça geliştirmektedir. Harlow’un Maymunları Deneyi’nde de anlatıldığı üzere maymunun yumuşak anneyi seçmesindeki en önemli etken duygusal yakınlık (yumuşak doku) açısından tatmin olmasıdır. Temel ihtiyaçlar dışında çocukların en önemlisi olan sevgiyi hissetmemesidir. Yeterince sevgi ve şefkat gören çocuklar gerek okul başarısı gerek sosyal uyum gibi birçok alanda kendini kolaylıkla geliştirecektir.
Yeliz Kılıç | Psikolog
Kaynaklar
- Cüceloğlu, D., Geliştiren Anne-Baba (s. 23). Remzi Kitabevi.
- Chapman G., Beş Sevgi Dili (s. 11). Koridor Yayıncılık.