Benlik
Bowen’a göre benlik başkalarının da içinde olduğu bir sistemdir ve ancak sistem içerisinde anlam kazanır. Gerçek “ben” ve “yalancı ben” kavramlarından oluşur. Gerçek ben, sadece bilgi ve deneyimlerden etkilenir ve bu yüzden baskıya veya yönlendirmeye açık değildir.
Duygusal aşırı tepkiler vermek yerine düşünen ve davranışları hakkında seçim yapabilen bireylerin benliklerinde gerçek ben baskındır. Sahte/yalancı ben ise duygusal baskı ile yönlendirilebilir ve değiştirilebilir. Çünkü ilişki ortamındaki inanç ve ilkeleri eleştirmeden kabul eder. Bir bireyin benliğinde sahte ben baskın ise farklılaşma düzeyinin düşük olduğu; gerçek ben baskın ise farklılaşma düzeyinin yüksek olduğu söylenebilir.
Benlik Farklılaşması
Aile sistemindeki her üye hem bir birey hem de aile üyeleriyle birlikte olarak vardır. Benlik farklılaşması temel olarak bireyin içinde büyüdüğü aileden duygusal ve bilişsel düzeyde ayrılmasıdır. Farklılaşamama ise bireyin kök aile üyelerine bağımlı olmasıdır.
Erken dönem çocukluk yaşantılarına göre farklılaşma duygusal ve düşünsel süreçler arasında ayrım yapabilme yeteneğini içerir. Kişilerarası anlamına bakıldığında ise benlik farklılaşması, bireyin bireyselliğini koruyarak başkalarıyla samimi duygusal ilişkiler geliştirebilmesini ve birlikteliği devam ettirmesini mümkün kılar. Farklılaşma düzeyinin artması, bireyin önemli ilişkilerde ben konumunu almasına, yani yoğun duyguların olduğu bir ilişkide veya durumlarda benlik duygusunu sürdürmesini sağlar.
Yüksek düzeyde farklılaşma zor durumlarda bile bireyin sakin kalmasına ve mantıklı akıl yürütmesine izin verir. Farklılaşma düzeyi yüksek bireyler esnek ve uyumludur ve stresle başa çıkma stratejileri sağlıklıdır. Yakın ilişkilerinde özerklik duygusunu korurken, hem duygusal hem de mantık düzeyinde işlev gösterirler.
İlişkilerde Benlik Farklılaşmasının Önemi
Farklılaşma düzeyi yüksek olan bireyler ilişkilerinde ben pozisyonu alabilirler. Ben pozisyonu alma ilişkilerde benlik duygusunu koruyabilme; başkaları tarafından baskı uygulandığı anlarda bile kişisel değerleri koruyarak karar verebilmektir. Farklılaşma düzeyi düşük bireyler ise eylemlerinde başkalarına bağlıdırlar; başkalarının fikirleri olmadan hareket etmekte zorlanırlar.
Yetişkinler, çekirdek aile yaşamlarından getirdikleri benlik farklılaşma düzeyi ile romantik ilişkilere girdiği için, bu farklılaşma düzeyi ilişkilerinin kalitesini de etkiler. Farklılaşmış bireyler, çekirdek aileleriyle tatmin edici bir iletişim içindelerdir, evlilikleri daha tatmin edicidir ve etkili problem çözücülerdir. Evliliklerinde terkedilme ve baskı altında kalma korkusu yaşamadan özerkliklerini sürdürür ve eşlerini, bireyselliklerini kaybetmeden desteklerler.
Farklılaşma düzeyi düşük bireyler ise evliliklerini sağlıklı olarak sürdürebilmeleri için yeterli duygusal olgunluğa sahip değillerdir ve evliliklerini sürdürebilme çabaları sırasında bireyselliklerinden ödün verirler. Bu yüzden, eşlerdeki düşük farklılaşma seviyesi kaygının artmasına neden olacağı için evliliklerinde de çatışma yaşamalarına neden olur
Üçgenleşme
Bowen’a göre iki bireyin oluşturduğu bir ilişkide, tarafların arasındaki duygusal gerilim belirli bir seviyeye ulaştığında, sistem üçüncü bir kişiyi içeri alıp üçgenleşmeyi gerçekleştirir. Böylece sistem gerilimin üçgenin içine yayılmasına izin verir; yani üçgen kaygı ile baş etmenin ve gerginliği azaltmanın bir yoludur.
Üçgenleşme durumunda genelde gerilime neden olan sorunlar direkt olarak çifter tarafından çözülmez ve üçgenin içine sokulan kişi genelde çocuklardır. Çiftler sorunlarını çocuğa yansıtır ve çocuk üzerinden iletişime geçerler. Çünkü çocuk ailesine bağımlıdır ve henüz farklılaşmamıştır. Bu yüzden savunmasız bir konumdadır. Üçgenleşme kaygının daha az yaşanmasını sağlar fakat ailedeki problemlerin çözümlenmeden kalmasına neden olur
Bireyler ebeveynleriyle bir aradaki yaşamlarında geliştirdikleri benlik farklılaşma düzeyi ile romantik ilişkilere girerler ve genelde kendileriyle aynı düzeyde benlik farklılaşmasına sahip olan bireylerle evlenirler.
Ne Yapmalı?
Ruhsal sağlığın korunması, bireyin şimdiki ailesinde var olan problemlerin çözülebilmesi için kendi ailesinden getirdiği işlevsel olmayan ilişki tarzını bırakması, ortak bağlarından kopması ve farklılaşması gerekir. Bunu yapabilmesi için bireyin sahip olduğu örüntüleri fark etmesi ve düzeltmesi yolu izlenebilir.
Naime Demirhan | Psikolojik Danışman
Kaynakça
- Adalıoğlu G. Algılanan Ebeveynlik Biçimi İle Kıskançlık, İkili İlişkilerde Güven ve Partnere Saygı Arasındaki İlişkide Benlik Farklılaşmasının Aracı Rolü. Yüksek Lisans Tezi. Üsküdar Üniversitesi. 2020.