Tanım

Leon Festinger’in 1957 yılında öne sürdüğü Bilişsel dissonans teorisi, psikolojinin hala en ilginç konularından biri olarak görülmektedir. Bu teori, kişilerin düşünceleri ve fikirleri dışa yansıttığı hareketlerle çeliştiğinde ortaya çıkar. Genelde bu kişiler sergilediği hareketin yanlış olduğunun farkındadır ve bu yüzden kendilerini rahatsız hissederler.

Nasıl Oluşur?

Bilişsel dissonansın oluşması için birçok senaryo vardır. Bunlardan en yaygınları genelde karar verirken arada kalmak, içinde bulunulan topluma uyum sağlama çabası veya çok çaba harcanan bir hedefe ulaştıktan sonra bunun olumsuz değerlendirilmesi sonucunda düşünceler arası uyumsuzluğa düşülmesi olarak sayılabilir.

Örneğin, kişi cazip bir iş teklifi aldığında bu durumdan çok etkilenir, fakat şirketin çok uzakta olması veya iş yükünün fazla olması gibi bir durumla karşılaştığında arada kalır. Bu senaryo, karar verme sürecinde arada kalma olarak sınıflandırılabilir.

Ya da küçüklüğünden beri sigara kullanımına karşı olan birinin, büyüdüğünde bulunduğu ortama ayak uydurmak için sigaraya başlaması ve bunu alışkanlık haline getirmesi, kendisinin de başka insanlara sigara içmeye başlamaması için uyarması durumu kişiyi düşünce ve hareketleriyle uyumsuzluğa sürükler.

Bilişsel dissonans sebebiyle oluşan rahatsızlık hissi içsel bir his olduğundan, bu uyumsuzluğu fiziksel olarak gözlemlemek imkansızdır. Bu yüzden, kişinin gösterdiği bazı dış işaretler bu uyumsuzluğu bilimsel olarak kanıtlamaz. Ancak Festinger’e göre, bilişsel dissonans sayesinde ortaya çıkan rahatsızlık hissi, kişiyi bu çelişkiden kurtarmak için savunma mekanizmaları ve başa çıkma yöntemleri geliştirmesine yönlendirir.

Bilişsel Dissonans Araştırmaları

Festinger ve Carlsmith’in 1959 yılında yaptığı bir çalışmaya 71 erkek öğrenci katılmıştır. Bu deneyde, masadaki mandalları bir saat boyunca çevirmek gibi bir dizi sıkıcı görev verildi. Bekleyen bir katılımcıya 1 dolar veya 20 dolar ödeyerek bu görevlerin eğlenceli olacağına dair ikna etmesi söylendi ve sonuç olarak katılımcıların neredeyse hepsi ikna olup bekleme odasına girmeyi kabul etti. Deneyin sonunda değerlendirme istendiğinde, yalnızca 1 dolar ödenen katılımcılar sıkıcı görevi yalan söylemeleri için 20 dolar ödenen katılımcılara göre daha eğlenceli ve zevkli olarak değerlendirdiler. Yalnızca 1 dolar ödenmesi yalan söylemek için yeterli bir teşvik olmadığı için 1 dolar ödenen kişiler uyumsuzluk yaşadı. Bu uyumsuzluğun üstesinden ancak görevlerin gerçekten ilginç ve eğlenceli olduğuna inanarak gelebilirlerdi. 20$ ödenmesi, kişilerin kararını değiştirmesi için bir motivasyon oldu ve bu nedenle herhangi bir uyumsuzluk yaşanmadı.

Bilişsel dissonans, insan davranışlarının ve kişilerin içsel uyumunu dengelemek ve ne tür mekanizmalar geliştirdiğini anlamak için önemli bir terimdir. Bu teori kişisel gelişim, psikoterapi ve davranış değişikliği süreçlerinde önemli bir rol oynar.

Sonuç

Bilişsel dissonans, insanların düşünceleri ve davranışları arasındaki çelişkileri anlamak için önemli bir kavramdır. Bu kavram, insanların nasıl düşündüğünü ve nasıl hareket ettiğini anlamaya yardımcı olur. Bilişsel dissonansı anlamak, insanların daha sağlıklı ve tatmin edici bir yaşam sürmelerini destekler. Bu, insanların çelişkili inançları ve davranışlarıyla başa çıkmalarına ve daha tutarlı bir yaşam tarzı benimsemelerine yardımcı olabilir.

Reysi Kurtaran

Kaynaklar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir